SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SAYD BAHSİ

<< 2854 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِي السَّفَرِ عَنْ الشَّعْبِيِّ قَالَ قَالَ عَدِيُّ بْنُ حَاتِمٍ سَأَلْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ الْمِعْرَاضِ فَقَالَ إِذَا أَصَابَ بِحَدِّهِ فَكُلْ وَإِذَا أَصَابَ بِعَرْضِهِ فَلَا تَأْكُلْ فَإِنَّهُ وَقِيذٌ قُلْتُ أُرْسِلُ كَلْبِي قَالَ إِذَا سَمَّيْتَ فَكُلْ وَإِلَّا فَلَا تَأْكُلْ وَإِنْ أَكَلَ مِنْهُ فَلَا تَأْكُلْ فَإِنَّمَا أَمْسَكَ لِنَفْسِهِ فَقَالَ أُرْسِلُ كَلْبِي فَأَجِدُ عَلَيْهِ كَلْبًا آخَرَ فَقَالَ لَا تَأْكُلْ لِأَنَّكَ إِنَّمَا سَمَّيْتَ عَلَى كَلْبِكَ

 

Adiyy b. Hatim demiştir ki:

 

Ben Nebi (S.A.V.)'e mi'raz (ile av avlamayı) sordum da:

 

“Eğer" (av'a) sivri ucuyla değmişse (o av'ı) yiyebilirsin (fakat) sivri uçları arasında kalan kısmıyla değmişse o zaman (onu) yeme. Çünkü o vâkizdir" cevabını verdi.(Av üzerine) "köpeğimi gönderiyorum" dedim.

 

"Besmeleyle gönderdiğinde (o köpeğin yakaladığı av'ı) yiyebilirsin, yoksa yiyemezsin. Eğer (köpek yakaladığı) av'dan yemişse (o av'ı da) yiyemezsin. Çünkü o'nu sadece kendisi için yakalamış (demek)tir.

 

(Bu hadisi Adiyy b. Hâtim'den rivayet eden Şa'bî, rivayetine şöy­le devam etti:) Daha sonra Adiyy Hz. Nebiye:

 

"Ben köpeğimi (av'ın) üzerine gönderiyorum (av'ın yanına vardığım zaman) av'ın üzerine (onunla birlikte) bir başka köpek (daha buluyorum" demiş.

 

(Hz. Nebi s.a.v.de: O av'ın etini):

 

"Yeme, Çünkü sen ancak kendi köpeğin üzerine besmele çektin." buyurmuştur.

 

 

İzah:

Buhârî, buyu', zebaih; Müslim, sayd; Tirmizt, sayd; Nesâî, sayd; İbn Mâce, sayd; Darimî, sayd; Ahmed b. Hanbel, IV-256, 377.

 

Mi'raz; ağaçtan yapılmış uçları sivri ortası kalın sopa demek-tir. Vakiz; taş değnek gibi bir cisimle vurularak öldürülen hay­van demektir. Yüce Allah Mâide sûresinin üçüncü âyetinde bu şekilde öldü­rülmüş olan bir hayvanın etini yemeyi yasaklamıştır.

 

Bu hadis-i şerîfle ilgili ayrıntılı açıklama 2847 numaralı hadisin şerhin­de geçtiğinden burada tekrara lüzum görmüyoruz.